9 Mayıs 2014 Cuma

Kurulum

Merhabalar…

Geçici olarak yaptığım kurulum sonrası bir miktar sistemin pişmesini bekleyerek asıl kurulumu yaptım. Sistemi alırken, aldığım yerden verilen noname kablolardan sadece ön ile merkez hoparlörlerinkini DH Labs Odyssey ile değiştirdim. İlk planda aklımda olup yapmak istediklerimi gerçekleştirmiş oldum.
Şimdi sırada ne vardı…

Yaptığımız izleme ve dinletileri biraz da gelişirilmesi gerek başka ne var açısıyla yapmaya başladık. Merkez hoparlör ve subwooferda yetersizlikler vardı. Acaba amfi mi yetersiz yoksa hoparlörler mi küçük? Değiştirmeli miyim devam mı etmeliyim derken üstatlarla konuştum fikirlerini aldım;
Öncelikle subwooferın yerini değiştirerek köşeye aldım ve bu bas seslerde nispeten bir iyileşme sağladı ancak hala eksik bir şeyler var.
Amfimin yeterli olduğunu öğrendim (en azından kullandığım hoparlörleri ve hatta orta sınıf hoparlörler de olmak üzere çoğunu sürmekte sıkıntı çekmeyeceğini).
Merkez hoparlörümün yetersiz olabileceği görüşü vardı. Bu konu üzerine araştırma yaparken bir anda şimşek çaktı kafamda!

Biz odanın akustiğinde hiçbir düzenleme yapmamıştık ki zaten hiçbir aleti tam performans kullanmıyorduk ki…
Bununla ilgili birçok şey öğrendiğim Stereo Mecmuası Dergisi ve Forumu baş kaynağım oldu diyebilirim. Ve hatta bu forumdan tanıştığım bir arkadaş (kdundar) çok yardımcı oldu ve hatta hala da yardımcı oluyor sağolsun.
Kdundar’ın öğrettikleri ve yorumları ile REW programında yaptığım ölçümler sonucunda hoparlör frekanslarını olabildiğince düz bir çizgiye oturttum. Yansımalar fena olmasa da neden daha iyi olmasın düşüncesiyle odanın akustik düzenlenmesi üzerine kafa yormaya başladık…

Ülkemizde maalesef mutlu olmak, yaşam yavaşı haricinde uğraştığımız her şey lükse kaçıor. Tabi ki bu hobi için de geçerli bu durum. Güç bela harçla borçla bizim haricimizdeki ülkelerin tam iki katı fiyatına aldığımız elektroniklerimiz ve bunları desteklemek için yapacağımız düzenlemeler oldukça maliyetli.
Hem profesyonel ölçüm yapmadan uygulanması çok yanlış olmayacak hem de “diy”e (do it yourself - kendin yap) daha uygun olması nedeniyle bass trap (bas tuzağı) yapımı ile başlamaya kara verdim.

Sanırım bir sonraki yazının konusu belli oldu.

22 Nisan 2014 Salı

Merhaba

       Merhaba, bendeniz Onur.
      Geçmişte, çocukluğunda ki hayallerini gerçekleştirmeye çalışan, hayattan zevk alan ve daha fazla almak için de çaba sarf eden bir kulunuzum.
    Dergilerden, gazete reklamlarından kesip yapıştırdığım fotoğraflar ile deck sistem konfigürasyonları yaparak bir çocukluk geçirdim. Orta direk bir memur ailenin çocuğu olarak çok fazla maddi imkanımız yoktu hayallerimiz için. Alabildiğim daha doğrusu aldırabildiğim o zamanların efsanesi sayılan Philips FW855C dört kolonlu surround müzik setiydi. Aynı hevesle lisede bir orkestra kurduk ve müzik mutfağına resmen girmiş oldum.
       Orkestra döneminde hem basgitar çalarak hem de aletlerin ve elektroniklerin setupları, ayarları derken bir nebze de olsa kendimi tatmin etmeye çalıştım. Okulun düzenlediği bir okul partisine yerel radyo istasyonundan gelen dj ile tanışıp birkaç ay yakasını bırakmayınca beni yayın odasına aldı. Yaklaşık bir sene kadar haftada iki gün, günde dört saat mikser başında mikrofon arkasında kaldıktan sonra maalesef o dönem ki adı ÖSS olan baş belası nedeniyle yayın odası ile vedalaşmak zorunda kaldım.
    Üniversite döneminde büyükşehirin güzelliklerinden faydalanarak müzik ile hiç alakası olmayan motorsporlarına daldım. Maalesef araç içinde değil de kronometre başında hakemlik yapabildim ancak.
          Okul bitti, askere gittim, iş buldum, memlekete döndüm, evlendim,…
          Seneler sonra virüs rahat durmadı ve tekrar baş gösterdi.
       Herşey ev kurma aşamasında oldu. Her yeni çiftin hayali olan kendi evinde, L koltukta, film izleme keyfini gerçekleştirmek için Panasonic 50ST50E model bir plazma almamla başladı.
       Plazmanın kalitesi, renkleri, gerçekçiliği karşısında eğitilen göz daha fazlasını istedi ve film kalitemizi arttırdık. Divx’lerden bdmv'lere ve bluray .iso’lara terfi ettik. 
         Ama hala bir şeyler eksikti filmlere tam giremiyorduk her ne kadar plazmanın 2.1 surround sistemi çoğu kişi için yeterli olsa da maalesef bize yetemedi. Sinema sistemi arayışına girdim.
       Forumlarda geçen saatler sonucu sevgili Eşimin de desteği ve çocukluğumdaki deck sistemlere olan hayranlığım ve isteğim ile Marantz NR1603 ve Focal Sib serisi hoparlörlerle yine Focal Cub3 subwooferı alarak tekrar bir başlangıç yapmış olduk.

          Tabi ki virüs rahat durmuyor, bakalım hayat bize neler getirecek…

28 Mart 2014 Cuma

Yakında...

Yakında sinema sistemleri üzerine paylaşımlarda bulunmak üzere burada olacağım...